Şimdi sizin kafanızda iki tane soru işareti var: 1. Dernek nedir? 2. Neden var?

Bu soruların cevabına gelmeden önce başlangıç dönemine dönmek istiyorum. Oyunun Ruhu Derneği kısaca ORD, 2011 yılı Ocak ayında kurulmuş ama kurulma süreci de hiç o kadar kolay olmamıştır. Eski Türk Kası kaptanlarından Emrah Demir’in blog yazısından alıntılıyorum:

O kadar eski bir konu ki, bu fikir ilk ne zaman ortaya çıktı hatırlamıyorum bile. Devamlı toplantılar yapıldı. Kararlar alındı. Kararlar unutuldu. Tekrar toplanıldı. Kararlar alındı. Unutulmadı ama uygulanamadı. Hep “tamam bu sefer oluyor” dedik, hep bir sorun çıktı. Kiralık ev bulduk. Ev tapusuz çıktı. Dernekler masasına gittik “İstanbul Ultimate oyuncuları derneği” olarak, “yabancı isim koyamazsınız” dediler geri döndük. Yer kiralamamız gerekiyordu yer bulamadık. İçimizden birileri gönüllü oldu İstanbul’u dolaşıp kiralık yer bulmak için; dolaşacakları araba satıldı. Tekrar ve tekrar toplandık ve tekrar dağıldık. O kadar uzun süre geçtiki ilk başlamamızdan artık niye dernek olmak istediğimizi unuttuk. Tekrar tartıştık dernek olmalı mıyız diye. Dernek olmaya karar verdik. İsmimiz ne olmalı diye tekrar tartıştık. İsmimizde İstanbul olmalı diyenler vardı. “İstanbul bir marka ve kendimizi tanıtmada çok işe yarayabilir” dedi bir kısmı. “Bu dernek İstanbul için değil Türkiye’deki bütün frizbi oynayanlar için kuruldu. İsminde İstanbul olmamalı” dedi aksini düşünenler. O kadar uzun süre geçti ki insanlar bile değişti, dolayısı ile fikirleri değişti. Başta İstanbul olmalı diye karar veren ekip daha sonra bu ismi, dernek isminden attı. Ultimate zaten diyemiyorduk. Oyuncular Derneği olarak ortada kaldık. Başka tartışmalar devam etti. Sinirler gerildi. İsyan edenler oldu. Toplantılara katılım gittikçe azaldı.
En sonunda sekiz kişilik bir grup herkesden habersiz toplandı. Yer kiralandı. Tüzüğe imzalar atıldı, dernekler masasına gidildi… Ve karşınızda Oyunun Ruhu Derneği ya da kısaca ORD

ORD tüzüğü der ki: “DERNEĞİN amacı, centilmenlik esaslarını içeren “OYUNUN RUHU”na sahip ultimate spor dalını yaymak ve tanıtmak, bu dalda eğitim çalışmaları ve spor yarışmaları düzenlemek, bu spor dalının ulusal ve uluslararası alanda gelişimine katkıda bulunmak, diğer spor dallarında faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlarla birlikte hareket ederek toplumda sporu yaymak ve sevdirmektir.”

Derneğin(ORD) kuruluşundan bugüne varlığı, dernek üyeliği hep tartışma konusu yaratsa da, ORD’nin sağladığı imkanları da göz ardı etmemek gerekir. Federasyon henüz kurulmadığından ORD Türkiye’deki tüm takımları birleştirici bir pozisyonda yer almış, Avrupa ve Dünya Federasyonları ile Türkiye’nin temsilini/iletişimini sağlamış, yurt dışında düzenlenen turnuvalara gidecek takımların organizasyonunu yapmıştır. Yurt içinde de sporun tanıtımıyla alakalı organizasyonlarda yer almış, hat turnuva ve liglerin organizasyonuna gönüllü sağlamış, çeşitli resmi kurumlarla iletişim sağlanmasında, bu kurumların karşısına resmi bir kuruluş olarak çıkmamıza olanak sağlamıştır. İlk zamanlardaki Sockeye antrenmanından, kadın kliniklerine ve son olarak EUF(Avrupa Frizbi Federasyonu) destekli antrenörlük eğitimine(TtT-Level1) kadar birçok eğitim/klinik çalışmasının yapılmasını sağlamıştır.

Bugüne geldiğimizde branş olarak spor dalımızın kabulü ve Gelişmekte Olan Spor Branşları Federasyonu’na katılmak için Spor ve Gençlik Bakanlığı’na dosya vermemiz ORD sayesinde olmuştur. Federasyon’a geçildikten sonra da belki OYUNUN RUHU derneği, sporumuzun bel kemiği sayılan bu ruhu korumaya öncülük edecektir.

Lakin maçlar dışında da korumamız gereken bu ruh bazen sekteye uğrayabiliyor. ORD üyesi olanların veya üye olacakların senelik ödeyecekleri 50TL’lik aidat, direkt bir karşılık alma beklentisiyle sorgulanıyor ve gün geçtikçe üyeliğe ve aidatlara olan bu ilgi azalıyor. ORD ve yönetimi beklentileri karşılamıyor olabilir, çeşitli hatalar yapılmış olabilir ama bunu düzeltme adına çalışma yapmak da hepimizin elinde. Dernek yönetim kurulu(YK) 5 kişiden oluşuyor, alt komiteleri de kısıtlı sayıda kişilerden oluşuyor ve bu işlerle ilgilenen kişilerin hepsi bunu gönüllü yapıyor. Eğer bu kişilere destek olmayıp, sadece eleştirilerimizle karşısına çıkar, benim hem vaktim yok hem de sadece kendi yapacağım antrenman ve maçlarımla ilgilenirim derseniz; son gönüllü kişi ayrıldığında, son organizasyon yok olduğunda, oyunun ruhu tükendiğinde; beyaz adam bu tavrın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.

Ruhu da fazla karartmamak lazım ve benim hala umudum var. Son ORD YK’sına yedek üye olarak sonradan dahil olmuştum ve Ultimate adına oyunculuğun yanı sıra bir şeyler üretmek derdinde olduğumdan(bkz.http://spiritakademi.com/kolombiya-gunleri/) dernek işlerini devam ettirme niyetindeyim. Bunu da daha önce başkanlık tecrübem olduğundan sadece yönetim kurulu üyesi olarak sürdürmek istiyorum. Aşağıda YK üyesi adayı olarak gerçekleştirmeyi planladıklarımı paylaşıyorum, eğer siz de benimle benzer düşüncelere sahipseniz ve buna gönülden vakit ayırabileceğinizi düşünüyorsanız lütfen spiritakademi@gmail.com ‘a email atarak benimle iletişime geçin. Genel kurula(11-12 Mayıs. Sarıgerme Dalaman) hazırlıklı bir YK aday ekibi olarak katılmak ORD’nin devamı açısından fayda sağlayacaktır.

• Yıllık takvim ve planın oturtulması(ör. yurt dışı turnuva başvuruları ve takım hazırlık süreçlerinin erken takibi)
• Yıllık bütçe çalışması(tahmini gider/gelir üzerinden neye ne kadar bütçe ayrılabilir)
• Mevcut komitelerin devamı ve geliştirilmesi(Oyunun Ruhu Kurulu, Sosyal Medya ve Sponsorluk Kurul&Komiteleri)
• Yeni komitelerin kurulması(ör. Tanıtım/Organizasyon Komitesi, Antrenörlük Komitesi)
• ORD Yıllık Yemek/Parti Buluşma Organizasyonu!
• Türkiye çapında yeni takımların kurulması ve turnuva organizasyonlarının arttırılması için teşvik ve destek sağlanması
• YK ve alt komitelerin belli aralıklarla toplantı yapmasının sağlanması, takibi ve raporlanması(üyelere sunulacak faaliyet raporlarının arttırılması)

Şimdilik benden bu kadar, umarım ORD ve faaliyetleri hakkında sizleri sıkmadan bilgilendirme şansım olmuştur, önümüzdeki faaliyetleri için de desteğinizi ve ilgileniyorsanız da iletişime geçmenizi bekliyorum.

Cem Gürses – 06.05.2019